HİSSE | DURUM | ALIŞ | SATIŞ | KİRAYA ALMA | KİRAYA VERME |
%100 TAM | 558.000 TL | 561.000 TL | 3.200 TL | 3.300 TL |
27 Nisan 2010 itibariyle İstanbul ticari taksi plakası fiyatı 559.500 TL.
İstanbul Ticari Taksi Plakası Fiyatları, Taksicilik Haberleri ve Taksi Plakaları ile ilgili olarak aradığınız tüm bilgiler...
HİSSE | DURUM | ALIŞ | SATIŞ | KİRAYA ALMA | KİRAYA VERME |
%100 TAM | 558.000 TL | 561.000 TL | 3.200 TL | 3.300 TL |
Hisse | DURUM | Alış | Satış | Kiraya Alma | Kiraya Verme |
%100 TAM | 560.000 TL | 563.500 TL | 3.200 TL | 3.300 TL |
by Luca T. Davis
in Practical Information, Transportation, Visa, Money & Safety
Just like everywhere else in the world, some Istanbul taxi drivers have several tricks up their sleeve to hustle unaware tourists. The most common practice is to extend the travel duration by making (huge) unnecessary detours. And since you're not an Istanbulite, they're pretty confident that you wouldn't notice — and you won't! But with this list of Istanbul taxi fares from Taksim and Sultanahmet to the most common tourist destinations, you are sure to pay the correct cab fare!
Taxis are an easy and cheap way to get around. As of October 2009, start off rate is 2.50 TL (€1.2) and then 1.4 TL (€0.67) for each km afterwards. A one-way travel from Taksim to Sultanahmet costs approximately 10-15 TL. Tipping is generally unnecessary. Occasionally, drivers will refuse to start the meter and try to negotiate a fixed prize (but most drivers will start taximeters at all times). You should avoid these cabs and simply take another one as you will almost certainly end paying too much. To be sure, before getting in, just ask "how much to go to ...?" (most of the drivers understand basic English) since the price they tell then is quite accurate. Tell them then to put the taximeter on. Drivers do normally work with the taximeter, so they will not be surprised at all when you ask them to put it on. The price at the end will be quite close to the one they tell you at the beginning. There is now, as of October 2009, just one fare unit, it means, there is no extra fare at night.
Taxis that wait near a bus station are usually a tourist trap. They start the meter but charge you 20 TL at least. Emphasize to the driver that you will pay for the meter price before getting in. Do not buy their quick-sell tricks. Always try to stop a taxi that is passing by on the road or find a legitimate taxi stop.
Insist on going to the destination that you want because some drivers are payed by commission for each time they have someone go to a certain site.
Beware riding a taxi other than the "yellow-colored" ones since the other-colored taxis are registered under different cities and have a different rating system.
Be careful on what notes you hand them for payment; some drivers have tried to pretend that the 50 lira note that was handed was just a 5 lira note. Occasionally taxi drivers may actually also rip notes you give them, and tell you it is no good, in order to make you hand them a 50 lira note. So, make sure the notes are not ripped, and is actually the right one before you hand them over. Also, if you are not familiar with the city the taxi driver may drive a detour in order to charge you more.
Traffic can be very bad, it can take an hour for a few km through the old city. You might be better off taking the metro out of the old city and then a taxi from there.
Sultanahmet’ten Kariye Müzesi’ne gitmek için bindiğimiz 34 TKA 40 plakalı aracın sahte taksimetresinin ekranı bile gözükmüyor.
Yedikule’den yukarı, tek tek sur kapılarını göstererek götürüyor. Yani tarihi yarımadayı olduğu gibi turluyoruz.
Sultanahmet’te aylar önce ‘yalnız turist kadın’ numarası yaptığımda, İstanbul hakkındaki en kötü söylentiyi de test etme fırsatı bulmuştum: Taksiciler, turistleri kazıklıyordu! Çoğunlukla 5 TL ile 50 TL’yi karıştırıyor, böylece yüzde 500 fazladan para alıyorlardı.
“O kadar da değildir” diye düşünerek Sultanahmet’ten Armada’ya gitmek üzere bir taksi çevirdim. Şoförün taksimetresi, nasıl olduysa 50.000.000 gibi akıllara zarar, kafa karıştırıcı bir rakamı gösterdiğinde de 10 TL verip kapıyı çarptım .
Fakat sorun tahminimden de büyüktü. Sık sık yabancı misafir ağırlayan arkadaşlarım , taksilerden çok şikayetçiydi. Üstüne üstlük İstanbul’u gezen her yabancı gazeteci “Şehir harika ama İstanbul taksilerine dikkat!” diye uyarıyordu.
Çakalları teşhir ediyorum
Sultanahmet’in aç çakallarını teşhir etmek için çok daha fazlasını yapmak farz oldu. Bu yüzden fotoğrafçı arkadaşım Bünyamin’le anlaşıp, şöyle en cıvıl cıvıl, turist kaynayan zamanda kendimizi sokaklara attık. İkimiz de tek kelime Türkçe etmeden, bu şehrin yabancısı gibi davrandık.
Bilin bakalım ne oldu? Rastgele noktalarda çevirdiğimiz beş taksinin ikisi utanmadan arlanmadan taksimetreyle oynadı. Öyle üç beş lira değil, tarifenin beş misli para almaya kalktılar. Deklanşörü görünce de korkup kaçtılar! Başımıza gelenleri anlatmadan önce, dürüst taksicileri tenzih ederim. Fakat kendilerine bir tavsiyem olacak: ‘Korsana Hayır’ mitingi yapmadan önce kendi içinizdeki korsanları ayıklayın. Tüm internet sitelerinde Türk taksici kazıkları hikayeleri dolaşıyor. Kendi ekmeğinizden oluyorsunuz. Adres belli: Sultanahmet Meydanı ve Kapalı Çarşı çıkışında sotaya yatan taksiciler. Buna Taksim’de, Akmerkez’in karşısında sotalananlar da ekleniyor bazen.
Hadi bakalım taksici arkadaşlar. Ayıklayın aranızdaki hainleri! Çünkü bu fatura Türkiye’ye yazılıyor. Hırsız insanların ülkesi olarak... Sonra da bizi AB niye istemiyor, biz ne harika insanlarız diye ağlamayın. Çapulcu bir milleti kim, niye ister ki?
1. GALATA-SULTANAHMET: İşte en sevdiğimiz şoför. Hemen taksimetresini 2.5 TL’den açtı. Geçtiğimiz yollarda camileri gösterdi. Heyhat! Bugün Sultanahmet Meydanı hınca hınç. Cankurtaran’ın arkasından, ters yollardan daldık: “Geliş var, gidiş no!” Sevimli taksici ağabeyimiz, Beyti restoranın kartını verip bizi oraya götürmeye teklif etti sadece (çok yazsın diye). Kibarca reddettik, Meydan’da indik. Doğru hesabı da ödedik: 10 TL.
2. SULTANAHMET-KARİYE MÜZESİ (BALAT): Meydan’da pusuya yatan taksiciyi gözüme kestirdim. Ben ön koltuğa, Bünyamin arkaya atladı. Bir yandan etrafı fotoğraflıyormuş gibi yaparken, bir yandan da bizi çekiyor. Çakma taksimetrenin ekranı bile gözükmüyor. “Trafik, yes? Başka yol, yes?” Hakikaten trafik kilit. Bakalım nasıl götürecek? Sultanahmet’ten sahile iniyoruz, fakat boş olan Eminönü-Balat istikametine dönmek yerine sahilden Topkapı’ya kadar gidiyoruz. Yedikule’den yukarı, tek tek sur kapılarını göstererek götürüyor. Yani tarihi yarımadayı olduğu gibi turluyoruz. Çok misafirperver ya! Balat’a geldiğimizde taksimetre 51.25 gösteriyor. “Çok fazla” diye itiraz ediyorum. Bünyamin’in devamlı fotoğraf çekmesinden fena halde işkillenip, “30 ver yeter” diyor. Fiş istiyorum. Dalga mı geçiyorum? Tabii ki yok fiş miş!
3. BALAT-EMİNÖNÜ: Turistlerin mutlaka gittiği yerlerden biri, Kariye Müzesi. Ancak yolların bir kısmı trafiğe kapalı. Genelde de otobüsle gelip gidiyorlar. Durağın taksisi bizi alıyor. Şoförümüz çok titiz, taksimetreyi açıp “Bak 2.5 TL” diye gösteriyor. Anlaşılan turistler taksimetreden de işkilleniyor. Mısır Çarşısı’nın önüne kadar geliyor ve taksimetredeki 9 küsur TL’yi veriyoruz.
4. EMİNÖNÜ-TAKSİM: Yine temiz bir yolculuk. Sanırım Bünyamin devasa fotoğraf makinesiyle potansiyel bir tehlike oluşturuyor . Bünyamin’le vedalaşıp turuma tek başıma devam etmeye karar veriyorum.
5. TAKSİM-ORTAKÖY: Bu sefer arka koltuğa oturuyorum. Bingo! Amcam taksimetreyi kurcaladı. Trafiği bahane ederek Beşiktaş’tan Ortaköy’e çıkmak yerine Barbaros’a çıkıyor. Burası kesinlikle daha sıkışık. Yıldız’dan Ortaköy’e iniyoruz. Taksimetrede ne yazıyor dersiniz? 37.9 TL! Taksimetreyle taş çatlasa 12 TL yazacak yola 40 TL kesiyor alçak. İki TL para üstünü de vermiyor. Fiş isteyince sahte bir kağıda yazıp veriyor.
6. ORTAKÖY-KURTULUŞ: Turist olmaktan ve kazıklanmaktan yoruldum. Taksiciyle ‘turist kazıkları’ muhabbeti ediyoruz. Sultanahmet ve Beyazıt’ta açık durakta bekleyenler için “Afedersiniz at hırsız bunlar” diyor. “İyi de sizin taksiciler birliğiniz yok mu bu işe el koyacak” diyorum. “Faydası yok, adamlar korumalı” diyor. Ya taksimetreyle oynuyorlarmış, ya da kafadan 50 euro’dan fiyat çekiyorlarmış. “Bu yüzden turistlere taksimetreyi anlatamıyoruz, adam soyulacağını sanıyor. Aslında taksimetre olmayınca 10 TL yazacak yere 50 TL çekiyorlar. Mesela Sultanahmet-Taksim arası 80 ila 120 TL arasında fiyat çekiyorlar! Taksim’dekiler genelde taksimetreyle oynuyor. Turist değilsen almaz zaten seni.”
Hakikaten Sıraselviler girişinde , trafiği tıkadığı halde bekleyen taksiciler mesafeyi beğenmez sanırdım, meğer Türk istemezlermiş! Hepsi hırsız diyemem, ama bazılarının niyeti açık .
Bu noktada iş, en başta taksiciler birliklerine ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Sonra Eminönü ve Beyoğlu gibi, turistlerin yoğun olduğu bölgelerin sorumlularına.
İlan ediyorum: Sizi göreve davet ediyorum. MİLLİYET CADDE, bu işin peşini bırakmayacak.
PRAG BELEDiYESi NASIL BAŞA ÇIKTI?
- Hırsız taksicileriyle meşhur olan tek yer İstanbul değil. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag, turist dolandıran taksileriyle ünlü.
- Bir yerel gazete, bizim gibi konunun üzerine gidiyor. Sonunda Prag Belediye Başkanı Pavel Bém meseleye el atıyor.
- Bém, ilk kez 2005’te kara gözlükler ve takma keçi sakalla kılık değiştirerek, İtalyan turist gibi taksilere biniyor. Prag Kalesi ve eski şehir meydanı civarındaki tüm taksiciler yüzde 500’lere varan kazık atıyor. Başkan’ın turistler için bulduğu çözüm, baştan fiyatta anlaşmaları veya duraktan çağırmaları oluyor.
- Bunun çözüm olmadığını bilen Bém, 2007’de ‘İngiliz rockçı turist’ kılığında bu deneyimi tekrarlıyor. Taksicilerin eskisine göre daha makul kazık attıklarını (iki kat) keşfediyor. Fakat hiçbiri fiş vermiyor.
- Prag Belediyesi, artık daha sık para cezası kesiyor. Ancak sorunu kökünden halletmek için trafikten men etmek, lisansını iptal etmek gibi yaptırımlar da uygulanıyor.
Sünneli, ihracatın 1 Ocak-31 Mart döneminde ise yüzde 40,2'lik artışla
4 milyar 307 milyon 476 bin dolar düzeyine ulaştığını belirterek, bu
dönemde ihracat kalemleri arasında binek otomobillerin, 1 milyar 797
milyon 536 bin dolar ile ilk sırada yer aldığını, bunu 1 milyar 304
milyon 612 bin dolar ile otomotiv yan sanayinin izlediğini kaydetti.
New York'ta bir şikayet üzerine başlatılan soruşturmada 35 bin
taksicinin taksimetreyle oynayarak yolsuzluk yaptığı belirlendi ve tam
8.3 milyon dolarlık vurgun ortaya çıkarıldı.
New York'ta ortaya çıkan taksimetre yolsuzluğunun Türkiye ayağını
araştırıldı, şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıktı. 4 kişi, Esentepe'de bir
merkezden aynı anda, dört farklı taksiye bindi. Dört araç peş peşe
yola çıktı. Hedef Atatürk Havalimanı karşısında bulunan CNR Expo
Fuarı'ydı. Yola çıkarken İstanbul trafiğinin nispeten rahat olduğu
öğle saatleri seçildi. Yaklaşık 22 kilometrelik yol Haliç Köprüsü,
Merter, İncirli ve Şirinevler'de trafik yoğunluğu yüzünden
duraklayarak 35 dakika sürdü.
Yüzde 5 fazla yazıyor
CNR'ın önüne gelindiğinde taksimetrelere bakıldı ve rakamların
birbirini tutmadığı görüldü. En ucuz aracın taksimetresinde 34.14 lira
yazıyordu.
Diğer taksimetrelerde ise sırasıyla 34.84, 35.40 ve 35.68 lira hesap
çıktı. En az yazanla en çok yazan arasında tam 1.54 TL fark vardı. Bu
rakam küçük gözükmesine rağmen 1 kilometrede 1.4 TL birim fiyatı
gözönüne alınınca en pahalı taksinin aynı yolu gitmesine rağmen bin
100 metre karşılığı fazla ücret yazdı.
En az yazan taksimetredeki açılış ücreti olan 2.50 TL çıkarılınca
hesap 31.64 TL oluyordu. Her yüz metrede 14 kuruş artan taksimetreyle
bu fiyat hesaplanınca 22.6 km yol katedilmişti.
Küçük lastik kullanıyorlar
Peki bu fark neden ortaya çıktı? Bunun cevabı lastik ebadında gizli.
Şu anda piyasada çürük taksicilerin en çok başvurduğu oyun lastiklerin
ebadı ile oynamak. Ayar yaptırmaya daha büyük bir lastikle giden
taksici sonra daha küçük bir lastik kullanarak hesabı yükseltiyor.
Çünkü taksimetre ayarlaması tekerleğin 100 metrede attığı turdan
hesaplanıyor. Lastik ebadını küçülten taksici belirlenen tur sayısına
daha erken ulaştığı için yaklaşık yüzde 5 ya da 6 civarında fazla para
kazanıyor.
Uzmanlar, taksilerde yaşanan bu tip dolandırıcılıkların önüne
geçilmesi için mutlaka hologram etiketli teknik raporun aracın bir
yerine yazılıp asılması gerektiğini ve muayeneye giden taksinin bu
tablo üzerinden çok rahat denetlenebileceğini belirtiyor.
Ekstra tuşuyla tatlı para
Piyasadaki en yeni ürün olan dikiz aynasında taksimetreyi üreten TETAŞ
Elektronik'in sahibi Hüseyin İncekara piyasada oynanan diğer oyunları
şöyle anlattı: "Son sistem dikiz aynalı taksimetremizi üretmeden önce
iki sıkıntı vardı. Biri ekstra butonu diğeri ise tarife tuşlarıydı.
Araç seyir halindeyken şoför gündüzden gece tarifesine dönüyor ve
haksız kazanç elde ediyordu.
Yine ekstra tuşuna her basışta 0.25 kuruşluk artış sağlanıyordu. Bu
artışı taksimetreye dokunmadan rahatça yapabilmek için ekstra tuşuna
giden kablolara bağlantı yapıp bunu selektörüne, radyosuna, gizli bir
düğmeye bağlayan taksiciler vardı.
Burada mühür kırıldığı için yakalandığında ise cezası da ağır
oluyordu. Ancak büyük şehirler şimdi bu konuda rahat. Çünkü İstanbul,
Ankara ve İzmir'de 2009 Eylül'ündeki tarife değişikliğiyle hem ekstra
tuşları kapalı hem de artık tek tarife kullanılıyor. Ancak Akdeniz ve
Ege şehirlerinde bu numaraların hala devam ettiği de gelen duyumlar
arasında."
Döviz ayarları değiştiriliyor
"Diğer bir yöntem ise bazı taksimetrelerde bulunan döviz ayarlarını TL
ile eşitlemek ya da daha düşük değerlere getirmek. Bu genelde
turistlere karşı yapılıyor.
Mesela 20 TL'lik bir yere giden turiste taksimetredeki 'euro' işareti
gösterilerek 20 euro ödettiriliyor. Ancak biz bunu da yaptığımız bir
şikayetle engelledik.
Tabii bunu hala kullanan taksiciler olabilir." Dövizle ücret almanın
önüne geçebilmenin tek yolu polis tarafından yapılacak sıkı denetimler
olduğu belirtiliyor.
Taksicilerin 4 bahanesi!
Taksİcİlere göre meslek çürüğü olarak adlandırılan bu kişilerin
taksimetre oyunlarına başvurmasının 4 nedeni var:
* Korsan taksiler: Özellikle büyük şehirlerde her gün sayıları artıyar
ve taksicilerin kazançlarının azalmasına neden oluyor.
* Gece tarifesinin kaldırılması: Gece taksiye binen yolcu sayısı daha
az olduğu için gelir kaybı da artıyor.
* Maliyet yüksek: Akaryakıt ve yedek parça fiyatları büyük hızla artıyor.
* Gelir düşük: Bir taksiden ortalama 4 aile geçiniyor. Taksi
plakasının sahibi plakayı genelde 3 bin 250 ya da 3 bin 500 TL'ye
çalıştıracak bir kişiye kiralıyor. Kiralayan kişi ise aracı gündüz ve
gece çalışacak iki şoföre emanet ediyor.
Şoförler hafta içi günde 90'ar TL kiralayan kişiye ödemek zorunda. Bir
başka deyişle plakayı kiralayan kişi de yaklaşık 5 bin TL kazanıyor.
Şöforler ise toplamda günde 180 TL ve yakıt parasını çıkardıktan sonra
kendilerine para kazanmak için direksiyon sallıyor.
Yatırımcı arkadaşlar mevcut durum itibarı ile taksi plaka pazarını şu
an pek ciddiye almamaktadır. sadece İstanbul 10 Milyon TL değerindeki
bu pazar 2010 yatırımcıların kesinlikle ilgisini çekecektir.
Oto Center Cuma günü uğradım (dün) . Galerici 505.000 TL yi plakaya
saydı. Arkadaşlar fiyatlar öngördüğüm gibi yükselmeye devam ediyor.
Tam bir ay önce galericinin müşteriye sattığı fiyattan farazen
aldığımız bir taksi plakası bugün aynı galericiye galerici alış
fiyatından satılmasına rağmen 30.000 TL kazandırmıştır.
Yani 30 günde 475.000 TL 505.000 TL olmuştur.. Şu an belki de dünyada
en fazla gelir getiren yatırım İstanbul taksi plakasıdır. Bu yükseliş
620.000 TL olarak öngördüğüm ortalama fiyata kadar devam edebilir.
Ayrıca diğer bir konu ise 2010 İstanbul Kültür Başkenti olması
nedeniyle taksilerin kabinli güvenli taksilerle değişmesi konusu her
an çıkabilir. Buradaki sıkıntı otomobil firmalarının bu tür araçları
henüz Türkiye ye getirmemiş olmaları olsa gerek fakat uzun süreceğini
sanmıyorum. Araçlar geldiği anda yasa da taksicilere SIFIR KDV VE ÖTV
ile bir defaya mahsus bu araçlar satılacaktır.
Bu nedenle de öngördüğüm ortalama 620.000 TL plaka fiyatlarının büyük
bir kaç firmanın da dev taksi firmaları kurmasıyla BİR MİLYON TL ye
doğru bir hareket olması da kesinlikle muhtemeldir.
İstanbul trafigine kayıtlı 12.000 araç değil yaklaşık 18000 araç
mevcut plaka o kadar değerli ki sanırsınız sarı petrol hiç kimse böyle
bir rantı kaybetmek istemediğinden dolayı 300-350 plaka sahiplik
değiştirmek zorunda kalmış.
Taksi plakası aylık kira 3000-3250 ytl arasında değişmektedir.Taksi
plakası sahibi bir insan kiralama yoluna giderse yıllık geliri 36000
ytl ile 39000 ytl arasında bir kazanca tekabül etmekte şimdi sorulması
gereken iki soru var Taksi plakası sahipliği bu kadar cazip ise neden
taksi plakası sahipleri sektörde neden kiralama yoluna giderler.
Taksi plakası aslında cazibeli bir kazanç kapısı değil. Sn.
Ekonomist'in belirttiği yazıyı okuyup da korkunç bir rantın ve
kazancın döndüğünü sananlar için bir kez daha iyi düşünmelerini
isterim. Yoksa benim gibi sizlerde gecenin bir yarısı taksi mülkiyeti
yada kiralama işi için gecenin bu yarısına kadar uyumadan ayakta
kalabilirsiniz.
Korkunc rant, Taksi plakasının kazancı değil rant yaklaşık 10 yıldır
plaka ihalesinin açılmamış olmasından kaynaklı şimdiki fiyatlardan
taksi plakası sahibi olmaya karar verenlerin düşünmesi gereken nokta
600-650 bin ytl ödeyecekleri bir para değil Barış ve Ekonomist gibi
düşünen insanların sayısının artması ve sokaklara dökünmesi şayet
sokaklara dökülürlerse serbestleşme sevdası yüzünden o taksi
plakalarının sudan ucuz olması tehlikesi var. (Kaynak: Arnetta Finans)